34,7413
2.952,26
9.827,23
Başkan Çakır Bloomberg HT’de Didem Arslanoğlu’nun sorularını yanıtladı
SORU: Mersin’in ekonomideki payını sormak istiyorum. Türkiye ekonomisine katkısından biraz bahseder misiniz?
– Biz Mersin olarak çok kimlikli bir ekonomiye sahibiz. Tarımımız, turizmimiz, sanayimiz ve lojistik yönünden çok güçlüyüz. Bunlara bağlı olarak da bir dış ticaret kentiyiz. 185 ülkeye ihracatımız ve 135 ülkeden de ihracatımız var. Dış ticaret ağırlıklı olunca biraz daha avantajlı konumdayız.
– Dünyadaki savaş şartlarından dolayı tabi bizim firmalarımız da ekonomimiz de etkileniyor. İhracat olarak bakınca 10 milyar dolara yakın ihracatımız var. Dış ticaret hacmimiz 20 milyar dolar civarında
– Vergisel olarak bakınca ülkemize katkımızda 6. sıradayız. İhracatta 7’inci sıradayız. Hinterlandımızla birlikte 70 milyar dolarlık ihracata sahip. İç Anadolu ve Doğu Akdeniz’in çıkış kapısıyız. Durumumuz genel olarak avantajlı. Havalimanımızın açılışıyla ayrı bir ivme kazandık. Türkiye’nin en büyük limanına sahibiz. Demiryolu bağlantımız, karayolu bağlantımız var. TIR filosunda oldukça güçlüyüz. Havalimanıyla 4 taşıma modunu da tamamlamış olduk. Ülkenin önemli bir lojistik merkeziyiz. Geleceğimizin olumlu gideceğini düşünüyoruz.
SORU: Parlak görünüyor. Mersin’in Türkiye ekonomisine katkısının artacağı görünüyor. Peki özellikle hangi alanlarda ihracatta daha güçlü Mersin?
– Yaş meyve sebze ile hububat bakliyatta iyi durumdayız. Yüzde 25’e yakın geçen yıla göre artış oldu. Türkiye’de yaş meyve sebze ihracatının yüzde 45’i, hububat bakliyat ihracatının yüzde 85”i bölgemizden yapılıyor. Yaş meyve sebze ihracatını sadece Mersin olarak düşünmüyoruz. Adana ve hinterlandını kapsıyor. Hububat ve bakliyatın ağırlığı ise Mersin bölgesinde. Bu ürünlerin lojistik olarak getirilip götürülmesi, yönlendirilmesinde de çalışmalar olumlu yönde gidiyor bu nedenle avantajlıyız. – Sanayi ürünlerinde de çelik bağlantı ürünlerinde artış var.
SORU: Kalkınma kuşakları ve büyüme stratejisi denince geleceğe dair neler paylaşabilirsiniz?
– TEPAV’ın yeni yılda yeni kalkınma kuşaklarıyla ilgili projeleri var. Artık ülkemizin yeni bir kalkınma modeli oluşturulacak. Birlikte hareket ederek kentlerin bölgelerin Türkiye’nin zenginliğinden eşit faydalanması sağlanacak. Ülkenin zenginliğinin homojen şekilde yayılması sağlanacak. Sadece bir grubun bölgenin değil, tüm Türkiye’nin değişik bölgelerinde zenginlik sağlanarak insanların yaşadığı yerde zenginleşmesini sağlayacak bir proje. Göçlerin azalması, toplumun huzurunun sağlanması için önemli bir kuşak projesi olacak.
SORU: Türkiye nüfusunun yüzde 5’i ekonomik nedenlerle göç ediyor. Yeni ekonomi bölgeleri buna engel olur mu?
– Evet. Göçü durdurabilecek bir proje. Aynı zamanda bir güvenlik meselesi Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracatın yüzde 70’i Marmara Bölgesinden gerçekleşiyor. Sanayi yapılanması ve istihdamın da yüzde 60-65’i Marmara’ya odaklı. Kalan yüzde 35’i tüm Türkiye yapıyor. Deprem riskine de güvenliğe de bakınca bu bölgelerin homojen şekilde Anadolu’ya yayılması gerekiyor. Hem güvenlik meselemiz hem de insanların TÜİK rakamlarının da gösterdiği gibi 4 milyonu kendi ekonomik bölgelerinden vazgeçip daha iyi ekonomi olan bölgelere göç ediyor. Bu da tamamen bir bölgeye yoğunlaşma demek oluyor. Bu bir güvenlik zafiyeti getiriyor. Ayrıca tek bir bölgenin kalkınması da doğru bir kalkınma olmayacak.
– Bizim Mersin iş dünyası olarak başlattığımız Çukurova’yı temel alan Doğu Akdeniz Ekonomi Havzasıyla ilgili projemiz vardı. Onu TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklığolu biraz daha büyütüp Orta Anadolu Sanayi Koridoruyla birleştirip makro bakış açısı sundu.
– Bu bakış açısına göre Ankara’dan Çukurova’ya doğru bir ekonomi havzası oluşturulması Ankara, Kayseri, Konya, Karaman, Mersin, Adana, Niğde, Aksaray’ı içine aldığı Kahramanmaraş ve Gaziantep’in de içinde olduğu Orta Anadolu Sanayi Havzası ile Doğu Akdeniz ekonomi havzasını birleştiren bir proje. Yapılan bu projeler bölgenin Marmara’ya alternatif oluşturabilecek belirli bir güç sağlayabilecek projeler.
– Yapılan projelerde devletimiz bu vizyonu destekliyor görünüyor. Ankara’dan Niğde otobanı ve Mersin otoyolu yapılmıştı. Şimdi yeni yapılmaya başlanan Gaziantep – Adana ve Mersin hızlı tren projemiz var. Bu tamamlanınca Yenice’den İstanbul bağlantısı yapılacak. Çukurova Uluslararası Havalimanı yeni bitti. Akdeniz Sahil Yolu bitmek üzere. Planlanan Mersin Ana Konteyner limanıyla, Adana’ya yapılması planlanan bir limanla da Doğu Akdeniz Ekonomi Havzasıyla Orta Anadolu Sanayi Koridorunun birleşmesinin destekleneceğini gösteriyor.
– Bizim niyetimiz bu projeyle Marmara’ya ilave 100 milyar doları aşan bir ihracat oluşturmaktı. Tek yapılması gereken doğru makro politikalarla stratejiler oluşturularak yatırım desteği sağlanması gerekiyor.
SORU: Uygulanan para politikalarının Mersin’e nasıl sirayet ettiğini sormak istiyorum.
– Ekonomide bir daralma var. Kredilere ulaşımla ilgili sorunlar var. Yüksek kredi maliyetleri var. Politikalar bu şekilde olması gerekiyor ki acı reçeteyi herkesin içmesi gerekiyor ki ekonomi doğru yere ulaşsın.
– Bölgemizde de sıkıntı yaşanıyor. Dış ticaret yoğun olmasına rağmen. Ama bu sıkıntıyı yaşayan esnaf var. Tüm Türkiye’de olduğu gibi burada da teknisyen bulma sorunu yaşanıyor. Buna çözüm olarak da meslek okullarıyla ilgili ciddi bir proje geliştiriyoruz.
Okuldan mezun öğrencinin direkt iş bulmasına yönelik çalışma yapıyoruz. MTSO, Milli Eğitim İl Müdürlüğü ve Valilikle birlikte. İŞKUR’la da çalışıp kentimizdeki işsizleri eğitip işe yerleştirmeye çalışıyoruz. 50 bin tane iş arayan insan ve o kadar da işçi arayan firma var. Bu kişileri işe yerleştirmek için çalışıyoruz.