34,2434
37,5967
2.909,35
Dr. Mehmet Bozkuş: Küresel Ekonomik Gerilimlerin Somut Örneği Stratejist ve Siyaset Bilimci Dr. Mehmet Bozkuş, Almanya’nın Akkuyu’ya ekipman teslimatını yapmamasını, küresel ekonomik gerilimlerin ve uluslararası yaptırımların somut bir örneği olarak tanımlıyor. Bozkuş, “Bu durum, ekonomik ve siyasi gelişmelere bağlı olarak ülkelerarası gerilimlerin artmasına neden olmaktadır. Özellikle Rusya’nın ve dolayısıyla Rosatom’un Alman Siemens şirketinden ürünleri alamaması, küresel ekonomik gerilimlerin ve uluslararası yaptırımların bir örneğidir,” diyor. Bu gelişmenin, sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik etkileri de olduğunu vurgulayan Bozkuş, küresel güç dengesindeki değişimlerin ve uluslararası yaptırımların bir göstergesi olarak değerlendiriyor.
Doç. Dr. Ergenekon Savrun:
Stratejik ve Ekonomik Avantajlar Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Ergenekon Savrun, Almanya’nın Akkuyu’ya ürün tedarikindeki aksaklıkları, küresel güç dengelerindeki değişimlerin ve uluslararası yaptırımların somut bir yansıması olarak görüyor. Savrun, bu durumun Almanya’nın ABD’nin küresel politikalarını destekleme rolünü açıkça ortaya koyduğunu belirterek, “Tedarik kısıtlamaları, siyasi güçlerin ekonomik araçları kullanarak stratejik hedeflerine ulaşma çabalarıdır,” diyor. Ayrıca, Siemens gibi büyük firmalardan ürün teminindeki zorlukların Almanya’nın ABD’nin yönlendirmeleri doğrultusunda attığı adımların bir yansıması olarak değerlendirilebileceğini ekliyor.
İsmail Cingöz: ‘Örtülü Ambargo’ ve Nükleer Enerji
Uluslararası Siyaset Uzmanı İsmail Cingöz, Akkuyu NGS projesi için gerekli ekipmanların teslim edilmemesini, ‘örtülü ambargo’ olarak tanımlıyor. Cingöz, geçmişte Türkiye’nin nükleer santrale sahip olmasının önüne geçilmek için çeşitli engellerle karşılaştığını belirtiyor. “Alman şirketinin teslimatları yapmaması, uluslararası hukukun da ihlali anlamına geliyor,” diyen Cingöz, bu durumun Türkiye’nin kararlılığını ve Rosatom’un uluslararası taahhütlerine bağlılığını gösterdiğini ifade ediyor. Çin alternatifinin devreye alınmasıyla, Türkiye’nin nükleer enerji hedeflerinden vazgeçmediği vurgulanıyor.
Küresel Ekonomik Düzende Büyük Değişiklikler
Dr. Mehmet Bozkuş, Almanya’nın ABD’nin politikalarına teslimiyetini ve Rusya’ya yönelik yaptırımların küresel ekonomik düzende büyük değişikliklere yol açabileceğini belirtiyor. ABD’nin Rusya’nın malvarlıklarına el koyması ve bu fonların Ukrayna için kullanılması gibi politikaların, küresel ekonomik ilişkilerde yeni dinamikler yaratacağını vurguluyor. Bozkuş, Çin’in bu durumdan etkilenmesi ve Rusya ile yakınlaşmasının küresel ekonomik düzende yeni değişimlere yol açabileceğini ifade ediyor.
Türkiye’nin Rusya Tercihinin Nedenleri
Doç. Dr. Ergenekon Savrun, Türkiye’nin Rusya ile iş birliğinin nedenlerini açıklıyor. ABD ile yaşanan inişli çıkışlı ilişkiler, AB’nin olumsuz tutumu ve Türkiye’nin çevresindeki güvenlik tehditleri gibi faktörlerin Rusya ile iş birliğini ön plana çıkardığını belirtiyor. Savrun, Akkuyu NGS ve gelecekteki nükleer projelerin, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılaması ve ekonomik bağımsızlığını artırması açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor.
Akkuyu’nun Stratejik Önemi
Akkuyu NGS’nin Türkiye’nin enerji güvenliğini artıracak ve bölgesel güç dengesini değiştirecek bir stratejik hamle olduğunu belirten Savrun, nükleer enerjinin sadece elektrik üretimini değil, aynı zamanda nükleer teknolojilerin gelişimini de hızlandıracağını ifade ediyor. Bu, Türkiye’nin uluslararası alanda daha güçlü bir konumda olmasına katkıda bulunacaktır.
Sonuç: Nükleer Enerji ve Küresel Güç Dengeleri Uluslararası Siyaset Uzmanı İsmail Cingöz, nükleer enerjinin, enerji bağımlılığını azaltmanın ötesinde, nükleer teknolojiler ve stratejik güç açısından da büyük bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin Akkuyu NGS ve gelecekteki nükleer projelerle uluslararası alanda daha etkili bir oyuncu haline gelmesi bekleniyor.