34,2539
37,6615
2.910,40
Borçlanma konusunda Meclis’ten yetki alamadıklarını hatırlatan Başkan Seçer, “Anlatamadık, dinletemedik. Niye? Çünkü kulakları bende değil. Kulakları tıkalı. Kulakları Ankara’da, genel merkezlerinde” diye konuştu. Alımını yapmayı planladıkları 120 otobüsün yatırım programına alınmasını aylardır beklediklerini ifade eden Seçer, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın bunu bir an önce yatırım programına almasını istiyoruz” dedi.
Bürokrasideki işleyişin kendi işlerini de yavaşlattığını vurgulayan Seçer, “Bu devletin kurumları, devlet kurumu aklıyla bize yardımcı olmak zorundadır” diye konuştu. Yetkililere seslenen ve hizmet etmek istediklerini vurgulayan Seçer, “Bize de en azından Cumhur İttifakı’na mensup belediyelere gösterdiğiniz muameleyi gösterin, biz farklı bir şey istemiyoruz” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Kanal 33, SUN RTV, İçel TV, Koza TV olmak üzere 4 televizyon ve 22 radyonun ortak canlı yayınına katılarak, hizmette 2. yılını değerlendirdi. Gazeteciler Ahmet Özdemir ve Semir Bolat’ın hazırlayıp sunduğu ‘Başkan ile Özel’ programında Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarını ve projelerini tek tek anlatan Seçer, 2 yılın çabuk ama yoğun geçtiğini söyledi. Seçer, “Mersin, 31 Mart’tan sonra çağdaş, seküler bir anlayışın yönettiği bir kent oldu. Mutlu, huzurlu, gülen bir kent oldu Mersin. Bunu görmezden gelmek de hem kente hem kent için emek veren bizlere çok büyük bir haksızlık olur” dedi.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nden borçlanma alamadıklarını, ancak mali disiplini sağladıklarını ifade eden Seçer, “2020’de borçlanma alamadık biliyorsunuz. Şu anda 1 milyar 11 milyon lira banka borcu var. Demek ki oluyor. Disipline ederseniz, ne yaptığınızı bilirseniz, bankalardan zora düşüp, sıkıntıya düşüp, tefeci faizi ile banka kredisi kullanmazsanız, kemiğinizi kemirtmezseniz belediye yönetilir. Biz yönetiyoruz. Bunu çok ısrarla ve çok iddia ile söylüyorum” dedi.
Ahmet Özdemir’in “Piyasada güven sağlandı mı Başkanım?” sorusuna yanıt veren Seçer, şunları söyledi:
“Tabi ki sağlandı. Herkes ihaleye girmek istiyor, herkes iş yapmak istiyor. Herkes yarışıyor ihalelere girmek için. Acaba akla şu geliyor. Yani çok fahiş fiyatlı ihaleler mi yapılıyor? Hayır. Geçtiğimiz yıl borçlanma talebimiz oldu. Neden oldu? Kredi faizleri çok düşüktü. Baktık bazı kurumlara yüksek faiz oranlı borçlarımız var. Maşallah SGK, Maliye, bankaların 2 katı, 3 katı. Hiç acımasızca faiz tahakkuk ediyor. Dedik ki, bunların bir kısmını otururuz, konuşuruz, taksitlendiririz. Eğer borçlanma alabilirsek, 250 milyon lira hakkımız olan bütçe denkliği için bütçeye koyduğumuz borçlanma kalemi var. Bunun karşılığı Meclis’ten Başkan’a yetki verilirse, o günkü rakamlarda 175 milyon lira borçlanabiliyorduk.
Dedik ki bunu bize verin. Biz bakalım. Bakın şu anda da uygun krediler var. Bunları alalım. Bunlar çok değerli. Çünkü uzmanlar önümüzdeki günlerde banka faiz oranlarında, kredi faiz oranlarında yükselmeler olacak, bazı ekonomik dengesizlikler olacak. Hatta dedim ki bakın ben iş insanıyım bunu gayet iyi bilirim, para piyasalarını bilirim, gelin bu yetkiyi bana verin. Yani ben ihtiyacım yokken, durduk yerde belediyemi faiz yüküyle karşı karşıya getirmem. Anlatamadık, dinletemedik. Niye? Çünkü kulakları bende değil. Kulakları tıkalı. Kulakları Ankara’da, genel merkezlerinde. Verin, verin. Vermeyin, vermeyin. Bak buradan söylüyorum hiç alınganlık yapmasınlar. ‘Efendim biz talimatla mı hareket ediyoruz?’ Talimatla hareket ediyorsunuz. Siz de mantığın bu olmadığını, doğru olmadığını biliyorsunuz. Siz de sokağa çıktığınız zaman, köye gittiğiniz zaman, köy kahvesinde oturduğunuz zaman vatandaşın size tepkisi ile karşılaşıyorsunuz. Vatandaş her şeyi görüyor. Bu adamı rahat bırakın diyor, bırakın adam işini yapsın, adam hesabını da veriyor, versin. Ama siz önüne engel koyuyorsunuz. Ama dinletemedik.”
Faizlerin 8’lerden 30’lara kadar yükseldiğinden de söz eden Seçer, “Biz haklı çıktık. Keşke çıkmasaydık ama çıktık. Ne oldu? Mersin zarar etti, Mersin halkı zarar etti. Ben gereksiz yere finansman maliyeti ödüyorum yüksek faizli. Neden siz elimi daraltıyorsunuz, böyle bir elimin altında can simidi var, kredi imkânım var. Bu yetkiyi bana vermeyerek, neden beni bu kadar sıkıntının içerisine sokuyorsunuz? Kimse buna bir cevap veremez. Çünkü bu yapılan işler, bu alınan kararlar siyasi. Şimdi bunlara da dikkat çekmek lazım. Ama bunları aşıyoruz, aştık, en azından şu anda düzenimiz iyi. Bir borçlanma talebimiz de yok. Ama önümüzdeki günlerde böyle bir iklim olur, oturulur konuşulur. Meclis üyesi arkadaşlarımız gerçekten bir önceki yıllardaki tavırlarının doğru olmadığını görürler. Bundan sonraki süreçte bu işlerin Büyükşehir Belediye Başkanı ile Meclis’in işbirliği ile elbirliğiyle çok daha iyi olacağını, Mersin’in hayrına olacağını düşünmeye başlarlar. Farklı bir tablo çıkabilir Meclis’ten diye düşünüyorum” dedi. Başkan Seçer, 2 yılın sonunda Büyükşehir Belediyesi’nin mali tablosunu ve hayata geçirdikleri projeleri de detaylarıyla anlattı.
Alımını yapmayı planladıkları 120 otobüsün yatırım programına alınmasını beklediklerini ifade eden Başkan Seçer, “Geçtiğimiz dönem Meclis’te borçlanma yetkisini aldık. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Green City kapsamında bir projede; bunun 7 milyonu hibe, 3 milyon faiz yükü biniyor, 22 milyon Euro alıyorsunuz 2 yıl ödemesiz, 8 yılda ödüyorsunuz toplam 10 yılda bitiyor. 22 alıyorsunuz 18 ödüyorsunuz. Bu kadar basit. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bunu bir an önce yatırım programına almasını istiyoruz. Kaç ay oldu rica ediyoruz. Paramız hazır. Buradan Cumhur İttifakı Meclis üyelerine duyuruyorum. 22 milyon Euromuz IBRD’de hazır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın yatırım programına almasını bekliyoruz. Yatırım programına aldığı taktirde, Hazine Bakanımız bunu onayladığı taktirde hemen alımlara çıkacağız. Kentimize yeni 120 otobüs daha katacağız. Filomuzu yenilemiş olacağız. Her türlü alt yapıyı hazırladık, oradan atılacak imzaları bekliyoruz” dedi.
Bürokrasideki işleyişin kendi işlerini de yavaşlattığını sözlerine ekleyen Seçer, şöyle devam etti:
“Zaman yitiriyoruz. Bazen diyorum ki iktidar partisinin belediye başkanı olmak varmış. İşler nasıl rahat yürürmüş. Ben şuna da karşıyım; bir Sayın Bakan 2014 seçimlerinde bir gaf yapmıştı oy isterken Antalya’da. ‘İktidar partisine, adayına oy verin bakın hizmet nasıl geliyor?’ Siyasal anlamda bu mantık olduğu sürece bu ülkenin vay haline. Siz, biz, sizinkiler, bizimkiler, sizin partililer, sizin çocuklar, bizim çocuklar… Bu memlekete yazık olur. Ben de bu memleketin has evladıyım, ben de bu memleket için çalışıyorum, yüreğim bu memleket için çarpıyor. Kimse benden daha fazla bu ülkeyi sevmiyor. Böyle sözde milliyetçilik, sözde Türkiyecilik olmaz, özde olur. Namusunla şerefinle bu ülkeye hizmet etmekle oluyor bu işler. Evet, altını çizerek söylemek istiyorum; biz de bu ülkenin kurucusu, bu ülkenin mimarı, mücadele etmiş Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu, o dünya görüşünün, o çağdaş, laik, seküler, Cumhuriyet’i getiren dünya görüşünün kurduğu partinin mensupları olarak bu ülkeye hizmet etmek istiyoruz. Herkese hizmet etmek istiyoruz. Bu devletin kurumları, devlet kurumu aklıyla bize yardımcı olmak zorundadır. Hükümet aklıyla bize baktığı zaman, hükümetin ya da siyasi iktidarların gözüyle baktığı gibi baktığı zaman bu devlet çöker bu devlet biter devlet aklının hâkim olması lazım.”
Başkan Seçer, MESKİ için borçlanma yetkisi çıkardıklarını ancak yatırımlar için istedikleri teminat mektubunu İller Bankası’ndan alamadıklarını sözlerine ekledi. Aynı konunun bitüm alımı için de geçerli olduğunu belirten Seçer, “İsteyen kamu kurumu, verecek olan kamu kurumu. Faydalanacak olan uzaylı mı? Vatandaş, Mersinli. Nerede? Hani ayrımcılık yapılmıyordu. Hadi AK Partili bir belediye böyle bir talepte bulunsun, Mersin Büyükşehir Belediyesi AK Partili bir belediye başkanında olsun. ‘Bitüm alacağım, İller Bankası Genel Müdürü sizden teminat mektubu istiyorum’ desin. Hadi bakalım vermesin. Bu eşitsizlik, bu adaletsizlik. Bu siyasal olarak vicdansızlık. Ben bunu kabul etmiyorum. Buradan yetkililere sesleniyorum. Biz de burada hizmet etmek istiyoruz. Bize de en azından Cumhur İttifakı’na mensup belediyelere gösterdiğiniz muameleyi gösterin, biz farklı bir şey istemiyoruz. Elbette ki rahat değiliz. Elbette ki işlerimiz rahat gitmiyor. Ben devlet aklının galebe çalmasını istiyorum, siyaset aklının değil. Bürokratlar devletin bürokratı, siyasetçinin bürokratı değil. Görevlerini kanunlara, nizamlara uygun, yasalara uygun yapmak zorundalar. Yoksa bu memleket alaşağı gider, sistem çöker, hukuk devleti gittiği zaman gerisi teferruat kalır” dedi.
Başkan Seçer, yayında Karayolları’na da seslenerek, Akbelen Bulvarı’nın Karayolları’nın yatırım programında bulunduğunu söyledi. Seçer, “Cumhur İttifakı Meclis üyelerine sesleniyorum. Meclis’te de söyledim. Lütfen Karayolları ile konuşun. Ben konuşuyorum sizler de konuşun. Orası da çok kalabalık bir bölge. Onlar da yapsınlar. Bak biz kıt kanaat bu imkânlarla bunları yapıyoruz. Karayolları devasa bir kurum. Türkiye’nin her yerine yol yapıyor, otoban yapıyor, övünüyor iktidar. Ne güzel biz de mutlu oluyoruz. Sahil yolu yapıyor, yahu bir köprülü kavşağı mı yapamıyor? Çağ atlamış Türkiye bir köprülü kavşağı mı yapamıyor. Yani o da havaalanı gibi yılan hikâyesine dönmesin” diye konuştu.
Mersin’in Türkiye’nin 6. veya 5. sırada vergisini öderken, 24. 25. sıralarda yatırımı hak etmediğini ifade eden Seçer, şunları söyledi:
“Biraz para sağlasınlar buraya. Bu görev de Cumhur İttifakı’nın görevi. Şunu yaptık bunu yaptık. Yahu nükleer santral yapıyorsun 1 lira para vermedin. Şehir Hastanesi yapıyorsun, 1 lira para vermedin. Kira ödüyorsun. Havaalanı olmadı, sahil yolu bitmedi, turizm bitmedi. Ben belediye olarak büyük projeler, büyük projeler diye bağırıyorum. Hükümet yapar. Yeter ki istensin. Bakın şunu çok açık söyleyeyim. Lütfi Bey buranın milletvekiliydi. Bu da çok önemli. Lütfi Bey şu anda buranın milletvekili değil. Sayın Bakan. İstifa etmek durumunda. Acaba diyorum yahu buranın milletvekili olarak mı kalsaydı? Yani bizim hakkımızı birilerinin orada kovalaması lazım. Tabi şimdi Maliye ve Hazine’ye bakıyor, işi başından aşmış, Mersin gündemi onun gündemi olmuyor haklı olarak. O da yani Türkiye’nin en zor döneminde, en netameli konusunun başına getirilmiş bir arkadaşımız. Çok değerli de bir insan. Hiçbir lafımız yok. Ama birilerinin bunu kovalaması lazım. Ben kendimle ilgili de kendisine ricalarda bulunuyorum. Yani daha önce iyi kötü bir şeyler oldu ama son zamanlarda bir arpa boyu ben yol ilerleyemiyorum.”
Otoban ve havaalanının kendisinin milletvekilliği döneminden bu yana yapılacak olduğunu da hatırlatan Seçer, “Geçen bir Meclis üyesi bana hesap soruyor. Bilmiyor ki o dönemler neler konuşuluyor, Ankara’da neler oluyor. Efendim Liman’a niye o zaman karşı çıkmadınız, Nükleer Santral’e, Havaalanı’na. Yahu kardeşim gırtlağımız patladı. Açıp bakarsınız, görmek isterseniz görürsünüz. Siz bakıyorsunuz görmüyorsunuz. Şimdi bunları da konuşmak lazım. Yani çok böyle Polyannacılık oynamanın da… Efendim biz yerel yönetimler olarak memleket siyasetine dokunmayalım. Dokunmayalım ama zaman geçiyor. Zaman geçiyor. Mersin’in hakkı bu değil. Ben onun için bu kadar can havli ile konuşuyorum. Mersin’in çok daha iyi noktalarda olması lazım. Bu da imkânlarla olur, lafla olmaz ki. İmkan ver bana bak bakalım daha neler yapılıyor. Ben mevcut, kıt kaynaklarla bunları yapıyorum. Onu demeye çalışıyorum” dedi.