34,2561
8.993,79
Cuma günü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde Milli Eğitim Bakanımızın katılımı ile düzenlenen “Mesleki Eğitim İstişare Toplantısı” için Ankara’daydım. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası için eğitim konusu ekonomi konusundan sonra gelen ikincil bir konu değildir. MTSO için ekonomi ile ilgili çalışma ve projelerimiz ne kadar önemli ise, eğitim de o denli önemlidir. Sadece ekonomiyi geliştirmek zenginlik ve refahın gelişmesini sağlayabilir. Oysa eğitim bütünsel kalkınmanın anahtarıdır. Dünyada ekonomik olarak zengin olsa da, bütünsel kalkınmayı; yani demokrasi, evrensel hukuk değerleri, insan hakları, kişisel hak ve özgürlükler, özel teşebbüs, girişimcilik, yenilikçi olabilmek, kültür ve sanat gelişimi gibi konularda hiçbir mesafe kat etmemiş, asla yaşamak istemeyeceğiniz birçok ülke var. Bundan dolayı eğitim, ülkemizin ve toplumumuzun bütünsel kalkınmasının başat aracıdır.
Hangi eğitim?
Elbette eğitim derken, hangi eğitim diye sormak zorundayız. Eğitim adı altında verilen bilimsellikten uzak, sorgulamanın olmadığı, yaratıcılığı öldüren, tek tip insan yetiştiren bir eğitimi gerçek bir eğitim olarak kabul edemeyiz. Bu anlamda, çağdaş, gerçekçi, bilimsel temellere dayanan, sürdürülebilir bir eğitim sistemi kurulmalıdır. Bunun için dört noktaya önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz: Planlama, öğretmenlerin sürekli eğitilmesi, sürekliliğin sağlanması, sahayla sürekli iletişim. Plansızlık aslında Türkiye’nin her alanında var olan en önemli sorunu. Ne ekonomide, ne sağlıkta ne sanayide ne eğitimde, hiçbir alanda orta ve uzun vadeli bir planlamamız yok. Seneden seneye, kişiden kişiye değişen kararlarla bu alanları yönetemeyiz.
Her reform geçmişin iyi uygulamalarını yok sayıyor
Eğitim konusu içinde, iş dünyası için biraz daha önem arz eden mesleki eğitimde de plansızlık içindeyiz. Bakandan bakana değişen politikalarla ve her gelen yetkilinin kendine göre ilan ettiği, tabandan gelen bilgiden kopuk, daha önceki iyi uygulamaları toptan yok sayan yeni reform denemeleriyle, eğitimde arzu ettiğimiz başarıyı yakalayamayız. Öncelikle, eğitim sisteminin reform adı altında sürekli değiştirilmesinden vazgeçilmesi gerekir. Önceki başarılı uygulamaların bozulup, olumlu etkilerinin yok sayılması, sanki o sistemler yararlı değilmiş gibi farklı sistemler uygulanması doğru değildir, akılcı da değildir. Geçmişi toptan yok sayan her reform ilanı ardından uygulanan projelerden verim alınamayınca, yok sayılan o eski sistemlere başka isimler verilerek sanki yeni bir şey gibi sunulması bu konuda yetkililerin fikir üretemediğini göstermektedir. Yani, eğitimde sürekli her şeyi yıkıp, birikimleri yok sayan reformlara değil, geçmişin denenmiş ve sonuç alınmış olumlu uygulama ve birikimlerini kullanan yeni dönüşümlere ihtiyaç var. Kısaca, eğitimin değiştirilmesine değil, ihtiyaç ve çağa göre dönüştürülmesine ihtiyaç vardır. Çünkü değişimlerin çoğu geçmişi yok sayar; oysa dönüşümler kümülatif bilgiyi işe katar ve yeniliklerle birleştirerek daha yararlı şeyler ortaya çıkartır. En yakın örneği, eski adı “Çıraklık Eğitim Merkezi” olan ve tıkır tıkır çalışan sistemin reform ve değişim adına etkisizleştirilip, yerine konulan şeyin çıraklık dediğimiz ara eleman ihtiyacının karşılanma yolunu yok etmiş olmasıdır.
Meslek liselerinin ışıkları 24 saat yanmalı
TOBB’daki buluşmada, yeni Milli Eğitim Bakanımızın bu durumun farkına varıp mesleki eğitimin daha etkili ve verimli olması için gerekli çalışmaları ortaya koyduğunu gördük. Bu yeni yaklaşımda, eskiden ihmal edilen sahadan gelen bilgilerin değerlendirilmesiyle, gereksinimlere uygun sistemin uygulamaya konulacağı söyleniyor. Ki bu memnun edici bir gelişme. Bunlar işin vizyon ve politika kısmı. Ancak, işin bir de teknik ve insan boyutu var. Atıl durumda olan okullarımız var. Çok düşük öğrenci sayılarıyla eğitim veren okullarımız var. Büyük masraflarla yeni okullar yapmak yerine, bu kapasitesi düşük okullar az masraflarla mesleki eğitim okulları haline getirilebilirler. Meslek liselerimiz neden ışıkları 24 saat yanan yerlere dönüşmesin? Düz lise denilen ve mezunları eğer üniversite kazanamazlarsa hayata mesleksiz ve becerisiz atılan bu okullar beceri odaklı programlarla çağın gerektirdiği yeni mesleklerin müfredatları ile en azından yarı meslek liselerine çevrilemezler mi?
Meslek lisesi öğretmenleri teknolojiye hakim olmalı
Öte yandan işin omurgası olan eğitmenler bilgilerini eğitimlerle sürekli güncellenmelidir. Meslek lisesinde teknolojiyi, sanayiyi, üretimi, iş yaşamını bilmeyen, tanımayan, güncel bilgilerle kendisini yenilemeyen öğretmenlerin nitelikli insan kaynağı yetiştirmesi beklenemez. Sürekli eğitimler ve iş dünyası ile işbirlikleri yapmadan devam eden sistemde bu meslek liseleri boşa inşa edilmiş olur. Sonuçta binalar önemli olsa da eğitime kaliteyi veren ilk şey eğitmen kalitesidir, öğretmenlerdir. İşte bu işbirliklerinin yapılacağı yerlerin başında kentte bulunan teknoloji, meslek ve beceri kazandırma odaklı ara yüz merkezleri gelmektedir. MTSO Hizmet binamızın zemin katında hizmet vermeye başladığımız MTSO ATÖLYE 1886 Endüstriyel Tasarım ve Kobi Danışmanlık Merkezi bu işbirliklerinin yapılacağı bir merkezdir. Bu merkeze sadece KOBİ’leri değil, akademisyenleri, üniversite öğrencilerini, meslek lisesi eğitmenlerini ve öğrencilerini bekliyoruz.
Buradaki tasarım merkezimiz, ortak kullanım atölyemiz, eğitmen ve danışmanlarımız gençlerimizin hizmetindedir. Kentimizde MTSO Atölye 1886 gibi benzer hizmetler veren birçok kurum var. Teknopark, Mersin Üniversitesi Girişim Limanı, Model Fabrika ve Yenilik Merkezi gibi kurumlar eş güdüm içinde, koordineli çalışmalıdır. Hepsi bir bütün olarak kentin mesleki eğitiminin, beceri kazandırma amacının, dijitalleşme, yüksek teknolojiye entegrasyon ve yenilikçiliğin en temel destekçileridir. Kentimizin 4 önemli üniversitesi bu vizyonun en temel parçasıdır. MTSO olarak bu amaca yönelik, işbirliklerini üst düzeye çıkartma anlamında hem Mersin Üniversitemizle hem de Toros Üniversitemizle bir eğitim işbirliği anlaşması imzaladık.
Kısaca Mersin iş dünyasının çatı oluşumu olan MTSO olarak eğitimin hem ekonomik gelişme hem de ülkenin bütünsel kalkınması adına ne kadar önemli bir konu olduğunun bilincinde çalışmaya, proje üretmeye, destek vermeye devam ediyoruz. Eğitim dünyamızın her aşamasının öncelikle “beceri” kazandırmaya yönelik olmasına inanıyoruz.