a

“Fiyat Artışlarının Sebebi ‘Marketlere’ Yüklenemez”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Üyeleri kamuoyunda son dönemlerde marketlerin ürünleri çok yüksek fiyatlarla sattığı yönünde yanlış bir algı oluşmasından dert yandı. Fiyatların yükselmesinde yerel marketlerin herhangi bir rolü bulunmadığını kaydeden Komite Üyeleri, fiyatların aşağı çekilebilmesi için çözüm önerilerini sıraladı.

MTSO 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Aykun, Meclis Üyeleri Şemsettin Bayar, Hayri Topçu, İ. Mehmet Hasancaoğlu, Komite Üyeleri Mustafa Özbayhan, Emin Özgür Hasbek ve Kamuran Demir, son dönemlerde yaşadıkları sorunları ve neler yapılması gerektiğini hazırladıkları bir rapor ile kamuoyuyla paylaştı. Raporda KDV uyuşmazlıkları, elektrik, personel gideri, kira gideri, sarf malzemesi gideri gibi operasyonel maliyetlerin yüksekliği, tedarikçilerden gelen ürünlerin her siparişte fiyatının yukarı yönde değişmesi gibi birçok nedenin fiyat artışında etkili olduğu belirtildi. Komite Üyeleri raporda kamuoyunda tüm yükün marketlere yüklenmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

“Fiyatları artıran çok sayıda unsur var”

Sebze, meyve, bakliyat, kuruyemiş gibi sürümü oldukça hızlı olan birçok ürün grubunun markete girişinde uygulanan KDV dilimi yüzde 1 iken çıkışta uygulanan KDV diliminin yüzde 8 olduğunu bildiren Komite Üyeleri, bu nedenle herhangi bir fark eklememelerine rağmen bu ürünleri yüzde 7’lik artışla satmak durumunda kaldıklarını söyledi. Fiyat artışında etkili olan bir diğer unsurun operasyonel maliyetler olduğunu belirten Üyeler, konuyla ilgili hazırladıkları raporda şu ifadelere yer verdi:

“Elektrik, personel gideri, kira, sarf malzemesi ve akaryakıt gideri, belediye reklam vergileri gibi marketlerimizin operasyonel giderleri, maliyetlerimizin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Yani aldığımız bir ürüne minimum yüzde 20’lik marj ilave ettiğimizde sadece operasyonel faaliyetlerimizi karşılamış oluyoruz. Tedarikçilerden gelen ürünlerin her siparişte fiyatının yukarı yönde olması da ayrı bir sorun. Fahiş fiyat algısı ile fahiş fiyat tanımının ne olduğu belirlenmeden son tüketici ile buluşan gıda perakendeci marketlerimizin her fırsatta üzerine gidilmesi ve kamuoyunda bu algının getirdiği yükün marketlere yüklenmesini doğru bulmuyoruz.”

“Üretim maliyetleri düşürülmeli”

Çözüm olarak üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Komite Üyeleri raporda şu ifadelere yer verdi: “Satılan ürünlerin fiyatı yüksek ise üretimden perakendeciye kadar olan aşamaların tümünde fiyat kontrolü sağlanmalı. Bu yük son müşteri ile buluşmasından ötürü sadece gıda perakendecisi üzerinde kalmamalı. Ürünler en makul fiyatlarda gelirse, bizler de gıda perakendecisi olarak ürünleri en ucuz şekilde halkımıza ve müşterilerimize satabiliriz. Bunun yanında KDV’de denge sağlanırsa, kayıt dışı satışlar kayıt altına alınırsa da piyasadaki fiyat dengesizliği ortadan kalkacaktır.

Personel giderlerimiz ve ilave olarak SGK prim ödemelerimiz operasyonel maliyetlerimizin neredeyse yarısını oluşturuyor. Burada SGK bazında gıda perakendecilerine yapılacak bir teşvik ile indirim sağlanması maliyetlerimizi düşürecek ve gıda fiyatlarına aşağı yönde yansıyacaktır. Tabi bize düşen görevler de var. Sektör olarak bir araya gelip kümelenebilir, ortak alımlar, ortak depolamalar, ortak sarf malzemesi kullanımı gibi bir yapılanmaya gidebilirsek alırken kazanıp fiyatlarımızı aşağı çekebiliriz. Sonuç olarak fiyatların yükselmesi tek bir kesime, yani bizlere mal edilmemelidir. Hep birlikte taşın altına elimizi koymalıyız.”

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0